Wednesday, April 25, 2007

three to four.

"ben senin cizdigin gemileri sevdim, yesil erik yiyisini, yagmurda islanmaktan keyif aldim, gunes batiminda sana guvenmeyi;
ben senin anlattiklarini sevdim, dans eder gibi yurumeni, simarmayi, sevinmeyi ogrendim, sabahlari guler yuzle uyanmayi.."

ozenle kopardi sayfayi, bunlari yazdi tek tek. yine iki satir, iki uzun satir.
bir kutu vardi kucaginda, arayip, cok arayip buldugu, onca kutunun arasinda icine sinen tek kutu.
ve icinde hediyeler. arayip, cok arayip buldugu, o yesil kirmizi kalabaliklarin arasinda en cok icine sinen bir suru sey.
ne olduklarini dusunse bugun, belki hepsini hatirlayamazdi, ama o gun, oyle cok ugrasmisti ki onlari bir araya getirip o kutunun icine koymak icin, onlardan baska sey yoktu aklinda.
yazdigi sayfayi kutunun kapaginin icine yapistirdi, kutunun icine son defa bakti, icindeki cercevenin ucundan kendi yuzunu gordu, gunesin altinda, gulumseyen yuzunu. sagina donmus, ona bakan yuzunu. kutuyu kapatti.

.......

aksamdi. yilin son aksamiydi. kimbilir hangi yilin. o gun herkes cok iyi biliyordu hangi yilin son aksami oldugunu, ve bir kac saat sonra hangi yila baslanacagini. yeni yilda herkes zayiflayacakti, kus oldugu akrabalarini arayacak, bikac kursa yazilacak, anne babasina daha iyi davranacak, daha iyi bir insan olacakti. herkes telasliydi. herkesin telasi baskaydi. kutu yerinde sahibi bekliyordu, yeni yil gelmeden, sahibinin gelmesi gerekiyodu.

.......

yeni yil geldi. televizyonda rengarenk tuvaletli, bol makyajli kadinlar sarki soluyodu. bikac kanal da, yaraticiligin sinirlarini zorlamis, on yil onceki yeni yil programlarini yayinlamis, bize o zamanlari hatirlatip bizi mutlu edecegini, eglendirecegini planlamisti. plan basarisizdi. olmus olan en sessiz, en acikli, en yalniz, en caresiz yilbasiydi. o gece, ayni numarayi, kac kere cevirdigini kendisi de unutmustu. o geceye dair unuttugu tek sey bu oldu.

........

yeni yilin ilk gunuydu. kutuyu acti. icini bosaltti. kapagindaki kagidi cikardi yerinden, avcunun icinde burusturdu, cope atti.
icinden cikanlara tek tek bakti. onlara bakanin o olmamasi gerekiyodu. baskasinindi onlar, baskasi icindi.
baskasi yoktu ama. hic gelmemisti. telefon calmis ama hic acilmamisti. acilan kutu olmustu. kapandigi yerde, kapatan kisinin elleriyle.

.........

o yil o insanlarin hicbiri zayiflamadi, kimse kimseyle barismadi, kimse daha iyi biri olmadi.
cizilen gemiler denize atildi, eridi, kayboldu, sabahlari guleryuzle uyanmak bi sure icin hayal oldu.
ve bu hikaye burda bitti.
o zaman anlamak biraz zor olsada,
tam orda bitti.

1 comment:

Anonymous said...

selam ben senay, gercekten super bir site, eger facebook veya twitter varsa eklemek isterim...