Monday, February 13, 2012

sakın


o bir ayrık otu
o bir karınca
bir ateş böceği ışıklar kararınca,
aynı zincirin başka bir halkası
sakın şaşırma
o bir hanımeli kökü
çiy damlası
akşam esintisinde kekik kokusu,
zamansız olan her şeyin büyülü korkusu
sakın şaşırma.
o bir sabah sessizliği
gece ayazı
baharda deli su
kışın kar beyazı
eski fotoğraflar
birkaç küçük yazı
sakın şaşırma
o artık bir kuş sesi
deniz mavisi
çay sıcaklığı
ekmek doygunluğu
baştan aşağı anıların yorgunluğu
sakın şaşırma
sakın şaşırma
konuklar, misafirler
sofralar zengin ama kalkıp gitmekteler
yemekler yenmiş artık kahve içmekteler
sakın şaşırma

b.o.

Saturday, February 4, 2012

S


in character, in manner, in style, in all things,
the supreme excellence is,
simplicity.

Henry Wadsworth Longfellow

Friday, February 3, 2012

le vespe della citta


bazı fotoğrafların kendine has bir kokusu vardır,
kağıda basılmasalar bile, bazı fotoğraflar baktığında iki duyunu birden çalıştırır.
aynı anda hem gözüne ilişir bir nokta, hem hafif bir koku uçuşuverir havada.
neyse sana hatırlattığı, odur aslında, bütün anlattığı.


***



fotoğraf çekmek değil ama,
biriktirmeye takmıştım o ara.
parisin vespa'ları bana renk vaadetmişti şehrin griliğinde,
karşı koyamamıştım..