bu fotoğrafa ne zaman gözüm takılsa, - ki gözümün takılacağı yerlere bırakıyorum onu bilerek, ama neden bildiğimi bilmeyerek- şu duruş, şu bakış, şu ne yapacağını bilemezlik, şu uyku mahmurluğu, şu halının, ayağından başlayıp en tepelerine ulaştırdığı o yumuşaklık hissi, şu camdan içeri giren güneş ışığı ve şu kitaplar, herşeyin yolunda olduğunu hissettiren o raf raf kitaplar, sanki tek tek bende vücut buluyorlar o saniye; o mahmurluk, o yumuşaklık, o sakinlik ve o herşeyi sarmalayan huzur.
bir fotoğraf daha var böyle, bir reklam; belki bulurum onu da...