Saturday, April 26, 2014

erik cümlelerimi devirdi.


ağzına atıp ısırdığın yeşil eriğin, dişlerinin arasında katırdaması gibi,
bazen insanın da içi katırdıyo.
tüm geçmiş zamanlar boyunca yanlış kaynamış eklemler, duygular ve fikirler, 
bir gün nihayet gerçek yerlerine oturuyo.
o zaman anlıyosun boynunun bunca yıl neden tutuk olduğunu, belinin neden hep ağrıdığını, sırtını neden bir türlü dikleştiremediğini.
o zaman görüyosun, yapmak istediklerini neden yapamadığını, kurmak istediğin cümlelerin neden kursağında kaldığını, duymak istediklerine neden kulaklarını tıkadığını.
o zaman hissediyosun, yanlış kaynamış kaburgalarının seni hep daha çok içine kapattığını.
o zaman farkediyosun, kendini kendinden ne kadar uzun zamandır sakladığını.
kendinden nasıl çekindiğini, kaçtığını, utandığını.

ağzına atıp ısırdığın yeşil eriğin dişlerinin arasında katırdaması gibi,
bir gün biri, tüm gücü ve olanca gürültüsüyle, avuçlarının içine alıyo herşeyini.
birer birer, yeni baştan ve büyük bir sabırla tekrar dikiyo yaranın dikişlerini.
uzun uzun okşuyo yanlış kaynamış kemikleri, midene çöreklenmiş taşları ve içine sebepsiz çökmüş kederleri.
sükunet ve iyi niyetini gezdiriyor hepsinin üzerinde, bir de saf sözlerini.
zaman geçiyo aranızdan, ve mesafeler. hayat akıyo aranızdan, ve hikayeler.
tüm gücü ve olanca gürültüsüyle, tüm yanlışlarını düzeltiyo, en diplerindeki tozları alıyo, gözlüğünün parmak izi dolu camlarını siliyo biri.

için parlıyo, gözlerin parlıyo, en dip köşelerin parlıyo;
ağzında baharın hediyesi, taptaze bir yeşil eriğin sesi.


1 comment:

Anonymous said...

şiir.. mis.