Friday, October 14, 2011

pleurer pour un rien, acheter un chien.


Paris'te okulda, muhtemelen yine kabiliyetsizliğimin doruklarında olduğum bi resim dersinde, Nathan'ın ipod'unun bi kulaklığı benim kulağımdayken, bi anda bu şarkı çalmaya başlamıştı. kim bu demiştim, rose'u bilmiyo musun demişti. bilmeliymişim meğer... zaten saçları soldan sağa düşen, biraz dağınık, iddiasını içinden dışına taşırmayan kadınlar ne yapsa, iyi yapar gibi gelir bana.
***


"Te faire mourir de rire, aspirer tes soupirs,
m'enfermer tout le jour, ecrire des mots d'amour,
Boire mon café noir, me lever en retard, pleurer sur un trottoir"



No comments: