iki gündür toplasan en fazla 6 saat uyumuşumdur.
hiç kendimde değilim, hiç birimiz değiliz.
uykusuzluk değil, umutsuzluk yordu beni.
beni, fazla güzel niyetleri çirkin ayaklarının altına alıp çiğneyenlerin hırsı yordu.
beni, yalanlarının üstünü küçücük çocukların tertemiz ruhuyla örtmeye çalışanları pisliği yordu.
bu coğrafya üzerinden geçenleri hep yormamış mı zaten,
hep ağlata ağlata, hep kanırta kanırta öğretmemiş mi çocuklarına ayaklarının altındakinin kıymetini?
biz de bu sert babadan nasibimizi alıyoruz belki de, yoruyor, çok üzüyor, ağlatmadan anlatamıyor.
neyi ne kadar yazsam bilemedim. gördüklerimi, hissettiklerimi ne kadar paylasabilirim bilemedim.
hepimizin yüreğinin ortasında keskin bir jilet duruyor, yüreğimiz biraz kabarsa yine kanatacak,
sizi de tekrar tekrar kanatmak istemedim.
güçlü cümleler kurmam için çok erken, alışmam, kabullenmem ve anlamam gerek.
yeniden başlamak için, biraz daha ağlamam gerek.
sonra derin bir nefes alıp herşeye bıraktığım yerden başlamam gerek.
çünkü başka yol yok.
çünkü başka yol olmamalı.
birazdan çıkıcam, Istiklal'e gidicem.
yıllardır yaptığım gibi bir ucundan bir ucuna yüricem.
yıllardır yaptığım gibi sant antonio'ya giricem, cebimde ne kadar bozuk para varsa, o kadar mum alıcam. mumları yakıcam, bir banka oturucam.
sonra da yıllardır yaptığım gibi, dua edicem.
sadece bir farkla; bu kez, kendim, sevdiklerim, geç kalmış teşekkürlerim ve hevesle beklediklerim için değil, hepimiz için dua edicem.
tekrar ayağa kalkabilmemiz, birbirimizin elinden tutabilmemiz, tekrar gülmemiz, tekrar umut edebilmemiz için dua edicem.
tam da Sezen'in şarkısındaki gibi;
ne para pul
ne iktidar ne de güç
bu değil gerçek
bu değil gerçek
bu kavga bir hayırsız düş
uyanır neslim uyanır elbet
bugün dua ettim hepimiz için
yüce tanrım bizleri affetsin
tanrı affeder.
benim duam, bir hiç uğruna kaybettiğimiz bütün canlar, o güzelim insanlar, o tertemiz çocuklar;
onlar bizi affetsin.
hiç kendimde değilim, hiç birimiz değiliz.
uykusuzluk değil, umutsuzluk yordu beni.
beni, fazla güzel niyetleri çirkin ayaklarının altına alıp çiğneyenlerin hırsı yordu.
beni, yalanlarının üstünü küçücük çocukların tertemiz ruhuyla örtmeye çalışanları pisliği yordu.
bu coğrafya üzerinden geçenleri hep yormamış mı zaten,
hep ağlata ağlata, hep kanırta kanırta öğretmemiş mi çocuklarına ayaklarının altındakinin kıymetini?
biz de bu sert babadan nasibimizi alıyoruz belki de, yoruyor, çok üzüyor, ağlatmadan anlatamıyor.
neyi ne kadar yazsam bilemedim. gördüklerimi, hissettiklerimi ne kadar paylasabilirim bilemedim.
hepimizin yüreğinin ortasında keskin bir jilet duruyor, yüreğimiz biraz kabarsa yine kanatacak,
sizi de tekrar tekrar kanatmak istemedim.
güçlü cümleler kurmam için çok erken, alışmam, kabullenmem ve anlamam gerek.
yeniden başlamak için, biraz daha ağlamam gerek.
sonra derin bir nefes alıp herşeye bıraktığım yerden başlamam gerek.
çünkü başka yol yok.
çünkü başka yol olmamalı.
birazdan çıkıcam, Istiklal'e gidicem.
yıllardır yaptığım gibi bir ucundan bir ucuna yüricem.
yıllardır yaptığım gibi sant antonio'ya giricem, cebimde ne kadar bozuk para varsa, o kadar mum alıcam. mumları yakıcam, bir banka oturucam.
sonra da yıllardır yaptığım gibi, dua edicem.
sadece bir farkla; bu kez, kendim, sevdiklerim, geç kalmış teşekkürlerim ve hevesle beklediklerim için değil, hepimiz için dua edicem.
tekrar ayağa kalkabilmemiz, birbirimizin elinden tutabilmemiz, tekrar gülmemiz, tekrar umut edebilmemiz için dua edicem.
tam da Sezen'in şarkısındaki gibi;
ne para pul
ne iktidar ne de güç
bu değil gerçek
bu değil gerçek
bu kavga bir hayırsız düş
uyanır neslim uyanır elbet
bugün dua ettim hepimiz için
yüce tanrım bizleri affetsin
tanrı affeder.
benim duam, bir hiç uğruna kaybettiğimiz bütün canlar, o güzelim insanlar, o tertemiz çocuklar;
onlar bizi affetsin.