Saturday, March 13, 2010

bir junk sendromu.

Ben bu Deniz Berdan'ı seviyorum.
Ha, sevmek belki fazla iddiali, ama takdir ediyorum, cok tutuyorum diyelim.

Blogunu, bikac zamandır takip ediyodum..takip etmekten kastım koydugu binlerce catwalk fotografını tek tek incelemek degil elbet, yuregim dayanmaz onlara o kadar mesai harcamaya.. ama bi bakıyodum arada, ne yazmıs, ne koymus, ne fotograf cekmis, gene napmıs diye. etrafımdaki onlarca blog heveslisi gibi 3 yazı yazdıktan sora o blogu tamamen unutmak yerine, bakıyorum calısıyo, arastırıyo, begendiklerini koyuyo, begenmediklerine yorum yapıyo, ve hatta benim hayatımda adını duymadıgım tasarımcıların, yeni universiteden cıkmıs isimlerin kreasyonlarına yer veriyo. sagda solda bos bos modadan anlamam, sevmem, sıkılırım dememe bakmayın, istedim mi gayet de anlarım aslında. tevazu biyere kadar, saglam bi gozum ve dogru bi estetik anlayısım oldugunu, bunu zamanla buyuttugumu ve kendimi bu konuda hep cok egitmeye calıstıgımı inkar etmem. bu yuzdendir ki, bu kadın hayatımda duymadıgım adamları karsıma cıkarınca, orda burda, alelade yerlerde aynı seyleri temcit pilavı gibi karsımıza cıkaranlardan anında sıyrılıyo, bize iki yeni sey ogretiyo, bu da bizim hosumuza gidiyo. bu bir.

sora evinde, kendi 'modifiye' ettigi kiyafetleriyle yaptıgı amator cekimlerle, sadece kendi yasındaki ve cevresindeki fabrikasyon kadınlara diil, modayı, trendleri, akımları, herseyi yalayıp yuttugunu zanneden, 'ben kucukken de ananemin dikis makinesiyle bebeklerime kıyafet dikerdim' insanlarına saglam bi ders veriyo. her seferinde binlerce renk ve desene bulanmıs kombinasyonlar yaratıp evinin otoparkında deli deli pozlar veriyo. hicbiseyi, hickimseyi umursamıyo, ve bos konusmayın, biseyler yapın diyo alttan alta.. yaratıcı her iste oldugu gibi, aslında giyinmenin de, o giyilen seyi yaratmanın da, etrafa gostermek ihtiyacının da bir durtu, icten gelen durdurulamaz bir istek oldugunu cok net olarak ortaya koyuyo. bu da iki.
yapmak, yaratmak birsey, onun hakkında bos konusmak, cok baska bisey.
yapmak, yaratmak ciddi bir durtu, karsısına gecip ona bok atmak sevimsiz bi kasıntı.
kimisinde birincisi var, kimisinde ikincisi...


ben inaniyorum ki, deniz berdan modifiye etmenin de otesine gecip kiyafet tasarlasaydı, bugun cok ciddi bir isim olurdu.
ha ben, desenli tek biseyi olmayan, butun kiyafetleri 'ölü fare rengi' olan ege soley, deniz berdan tasarımı tek bisey alır giyer miydim? hic sanmıyorum. ama bu, benim bu kadını takdir etmeme, desteklememe engel teskil etmez elbette. ve yine inanıyorum ki, bu ulkeye boyle kadınlar da lazım, standardizasyonun ustunden kosup atlamıs, umursamaz, kendi bildigi yolda giden, bunu da cekinmeden gosterebilen, her ne yaparsa yapsın yaptıgının arkasında durabilen kadınlar lazım.


merak edenler icin :
http://www.deniz-berdan.blogspot.com/

No comments: