Wednesday, May 11, 2016

75006




biliyorum yorgunsun, evine gitmek istiyorsun. işler bitmiyor, sen bitiyorsun. saatine bakıyorsun, akşamüstü olmuş. o dakikadan sonra tek bildiğin yol, evinin yolu. tek istediğin, içine düşeceğin hiçlik. insan ve düşünce kalabalığını iteleyerek varıyorsun evine. soyunuyorsun, giyinmiyorsun da bir daha. kendini yorganın altına yuvarlıyorsun. biliyorum, sabahtan beri bunu bekliyorsun. günün gürültüsü kulaklarının uğultusuna dönüşmüş, düşüncelerin susmuyor, biliyorum uyuyamıyorsun. bazı ışıklar var, sadece akşamüstü gibi. odanın loşunda üşüye üşüye çıkıyorsun yataktan, yan odadaki müziğin düğmesine basıyorsun. bazı şarkılar var, sadece akşamüstü gibi. bir şarkı çalmaya başlıyor, varla yok arası. çalmakla susmak arası. ne dediğini anlamıyor, anlamaya uğraşmıyorsun. beyaz çarşaflar, seni kucağına çağırıyor. bazı kucaklar var, sadece akşamüstü gibi. açık yorganı çıplak bedeninin üzerine kapatıyorsun. biliyorum, hala üşüyorsun. duvarın öte yanında çalan müzik, herşey yolunda diyor, unut şimdi. yaptığın ve yapamadığın, düşündüğün ama söyleyemediğin herşeyi unut. dünya beklesin, sen unut. göz kapakların kapanıyor, nefesini duymaya başlıyorsun. duvarın öte yanındaki gitar, seni bütün günden koparmaya and içmiş, nezaketle çalıyor. bazı insanlar var, sadece akşamüstü gibi. aklına biri geliyor, aklına sözler geliyor, aklına hayaller, aklına yapılacaklar geliyor. yapma diyor aklın, yığma bunları üzerime. hepsi çok ağır. yorgunum ben de. hadi düşünme. biliyorum, sen de yorgunsun.

biliyorum, bu hayatta sen de en çok akşamüstlerini seviyorsun.

No comments: