Sunday, April 8, 2007

847

bugun, aydinlikken hava, sicakken, ben daha bu mevsimde bu sicaga sasarken, bi sarki caldi. oyle mutlu etti ki beni, ve oyle kendime yakin hissettim ki, ustuste, ustuste dinledim, o kalabaligin ortasinda yurumeye calisirken........

(...)
durdum, sustum, gulumsedim,
gozumu actim,
ben degistim..
(...)

o kadar, o kadar bendi ki bu, daha once bunu hissetmedigime once sastim, sora da dedim ki, belki de o zaman gercek degildi bunlar, simdi gercek oldu. uzun zaman oldu kendi kendine gulumsemeyeli, uzun zaman oldu gozunu acmayali, hem daha once hayatinda hic bu kadar cok degistirmedin ki kendini. dogru dedim, bunlar dogru, ama simdi dogru, daha once sadece, sarkiydi....
o kalabaliga yakisti bu sarki.
o kalabalikta ask yoktu, ask aptallikti.
ve ben, hayal bile edemezdim bunu.

--

ondan 5 saat sora, cok baska biyerde, baska bi sarki caldi. hic beklenmedik bi anda, hic beklenmedik bi sarki. itti beni, ben dustum. daha fenasi, dustugum yerde kaldim, yine, ustuste ustuste dinledim, tek basima, bos eve donmeye calisirken.........


(...)
do you really think i'm made of stone baby? come on
do we only love the thing we own baby? you're wrong
certain things just happen when you make no plans
love can really tear you up and it can break you down
(...)

o kadar bir sey soyleyemedim ki bunun uzerine, gozlerim daldi, uzun uzun ayni yere baktim. aslinda ayni yere baktigimi sandim, o yer hep degisti, akti gitti. sora kendime dedim ki, daha once de yapmistin bunu, yapma. ya gercekten bak, ya gozunu kapa.

bu sehri ne kadar cok sevdigimi dusundum.
arkadaslarimi ne kadar cok sevdigimi dusundum.
kendimi ne kadar cok sevdigimi dusundum.
hayati ne kadar cok sevdigimi dusundum.
sevdigim ne kadar cok sey oldugunu dusundum.
ve bunu dusunmenin beni ne kadar mutlu ettigini dusundum.

sora bi anda, birisi bana yapmami soylemis gibi, cantamdan kucuk moleskine'imi cikardim, en sevdigim, cizgisiz, kucuk kara kapli defterimi. hala bitmemis olan defterimi. icinde neler neler cizili olan, ama kendime ait tek satir bir sey yazilmamis defterimi. basladigim gunu hatirladim, ilk sayfada yazan beckett ve twain'in sozlerini okudum. yaptiklarima baktim, yaparken neler dusundugumu animsadim. en son dolu sayfaya geldim, 2 tane telefon numarasi ve altinda o numaralarin sahibinin imzasini buldum, o gunu hatirladim. o gunden bu gune o deftere hicbir sey yazmamis oldugumu, cunku o gun bi devrin kapandigini ve o defterin de o devirde kaldigini gordum. yanindaki temiz sayfaya da aynen bunu yazdim.
o defter bugun kapandi, cunku zaman akti.
tek dogru vardi, pantha rei, ve bunu kabullenmek zamani simdi.
kalan beyaz sayfalar da, yasanamayanlar. her hayatta oldugu gibi.

ama ben, bu kadar kuvvetli olsam da, hala aglamak istiyorum.
baby, we're done.

No comments: