Tuesday, April 10, 2007

tut.


(...)
"ondan bir cıkarım var mıydı? yoktu. işte burada soruna yakından bakmak gerekiyor zaten, en yogun şüpheler burada ortaya cıkıyor. şeytan herşeyin çıkarla, bayağılıkla, hesapla gerçekleşmesini ister. böyle olmadığını sezdiğinde acı çeker, kusar şeytan. onu bu vaziyette görmek güzeldir, kaskatı kesilir, büzülür, eşelenir, casusluk yapar, iftira atar, huzursuzlanır, salyalarını saçar, tekrar tekrar aksini ispat etmeye çalışır. bölmek, hüküm sürmek, ayırmak için uğraşır. hiçbir kanıt onu etkilemez, hiçbir şey onu ikna etmez. şeytan kendi dersini bellemiştir; herşeyin ve her bireyin bir fiyatı vardır, her şey satılabilir veya satın alınabilir. şeytan mı dedim ben? büyük harfle mi? bu aptalca mı? olsun. şeytan vardır, kendisiyle yüz defa bizzat karşılaştım. tanrı'nın varlığı ise daha az kesin, gizli bir eğilimdir belki de. şeytan polistir, tanrı ise kanun kaçağı: bu çok komik."


uzun zamandır hiç bir kitap beni bu kadar çok düşündürmemişti.

No comments: