Tuesday, April 10, 2007

ego eimai ege.

mesela,

yuvadayken sınıf arkadasıma asık olup, babasına benim kayınpederim olur musunuz? diye sordugumu, kendime aldığım ilk albumun new kids on the block oldugunu, kitapları cok hızlı okudugumu, hayatım boyunca resim cizebilen insanlara hayran olup, resim cizebilsem sürekli birseyler karalayıp karalamayacagımı her seferinde tekrar düşündüğümü, çukulatam ne kadar küçük olursa olsun birazını yiip geri kalanını mutlaka eme eme bitirdiğimi, küçükken madonnayla michael jackson'ı evli sandığımı, taksicilerle muhabbet etmeye bayıldığımı, her gece dua etmeye calısıp cogunda basarısız olup uyuyakaldıgımı, kucukken de dua ettikten sonra ev adresimi sölediğimi, çok uzun yaşamak istediğimi, her okuduğum kitaba mutlaka adımı ve okudugum tarihi yazdığımı, 7 çift paramparça beyaz converse'im olduğunu ve onları inatla sakladığımı, çayı sadece cam bardakta içebildiğimi, bodrum mandalinasından nefret ettiğimi, tesadüflere inanmadığımı, ağaçların üstüne yeni yağmış kardan yemeye bayıldığımı, pulp fiction'ı hala seretmediğimi, dünya üzerinde beni en çok etkileyen yapının berlin duvarı olduğunu, ıslık sesinden hic haz etmediğimi, hiç ısıtmasada dr. martens botları butun botlara tercih ettiğimi, hep bas gitar çalmak istediğimi, kursun kalemle yazamadığımı, ölümden çok korktuğumu ama 20 yaş dişlerimi çektirmekten daha da çok korktuğumu, yavas yuruyen insanlara sinir oldugumu, şarkıcı olamayacak olsam bile, bir gun bir sahneye cıkarsam soylicem tek sarkının ella fitzgerald - cry me a river olacağını, italyan lisesi'nin ruhuma cizdiği o karısık ama kişilikli çizgileriyle hep gurur duydugumu, erkekleri her zaman kızlardan daha 'tuttuğumu', dövmemi neredeyse omzumdan daha cok sevdiğimi,mükemmelliyetçiliğin beni çok yorduğunu, en büyük korkumun asansörde kalmak olduğunu, six feet under'ın son bolumunu 8 kere seredip her seferinde yarım saat ağladığımı, bana geçmişi hatırlatan en büyük gücün kokular olduğunu, 4 sayısını çok sevdiğimi, eski türk filmlerinde esas kızla oğlanı diil sadece eski istanbul'u serettiğimi, sahip olmak istediğim tek arabanın jaguar sovereign 1987 olduğunu,freddy mercury'i çok sevdiğimi, beni her an her yerde ağlatabilecek tek şarkının caruso olduğunu, mona lisa'nın özelliğini asla anlayamadığımı, kertesz'e, escher'e, keith haring'e, rothko'ya çok hayran olduğumu, swatch koleksiyonu yaptığımı, bu ortaya cıkan yazıların on katını üstüsüte defterlerde saklı tuttugumu, salsa, çaça, tango, vals türü her türlü salon dansına sinir olduğumu, latinceyi çok sevdiğimi, iki katlı otobüslerde üst katta en önde oturunca hala çocukça bi mutluluk duyduğumu, şeftali yiip suyunun dirseğime kadar akmasını umursamadığım günleri özlediğimi, bütün kızlar gibi ofsaytın noldunu hic bi zaman anlamadığımı, saat tik takıyla asla uyuyamadığımı, ingiliz aksanına, ingiliz yağmuruna, ingiliz dizilerine, ingiliz snobluğuna bayıldığımı, lisede hastalıktan gebersem de sadece eğlence için okula gittiğimi, hayatta en sevdiğim 2 filmin you've got mail ve love actually oldugunu, herşeyi öğrenmek, herşey hakkında fikir sahibi olmak istediğimi ve bunun için gerçekten çok çabaladığımı, türkiye'den uzakken sadece zeytinyağlı biber dolmasını özlediğimi, rio de janeiro'ya gitmek istediğimi, kaslı vücütlu erkeklere sinir olduğumu, gülmekten gözlerimin etrafında şimdiden çizgiler oluştuğunu ve bunu hayatın herkese vermediği özel bir armağanı olarak kabul ettiğimi...

biliyo muydun?
bilmekle ilgilenio muydun?

bilmem.

5 comments:

Unknown said...

:) cok guzel :) acikasi nerdeyse hicbirini (nerdeyse dedim) bilmiyordum ama acikcasi iyiki biliyorum artik. sanirim ilgileniyormusum :)

egemuga said...
This comment has been removed by the author.
sahinbur said...

Seni ilk taniyacaklara bi uyarı olacak :)

gdb said...

biliyoduuuuum!hahaha biliodum işte bilioduuuum! =) bilmem mi..

egemuga said...

sen bilmicen ben mi bilicem! :)